Kayıtlar

Görkemli Taht

 Yansıma, gözlerini ilk açtığında o görkemli tahta dikti. Tahtın dolu olduğunu anladığında bir daha mutlu olamadı.  Ancak çok az yansımanın bildiği bir umut daha var: Y o k k e n !  "Gerçek. Önce ve sonra. Tek, benzersiz ve yalnız.  Diri.  Bilgi, ses ve ışık. İstek ve güç. Söz ve neden.  Uzak, aynı zamanda yakın. Bazen akıl, bazen hayal. Hiçbir şey, aynı zamanda her şey. Bilinmeyen, aynı zamanda bilinen. Soyut, aynı zamanda somut. Gizli, aynı zamanda açık. Hem hayır, hem evet. Gerçek, aynı zamanda G e r ç e k !"  Ø

Hiç'in Uyanışı

 Bir hiç olan nasıl uyanabilir? Hayır, o uyandırılır. Rüya görmedi, gösterildi.  Hiç için bulunuş ya da eylem yoktur.  Hiç, soru soramaz ve cevap veremez; ona sordurulur ve cevap verdirilir. Edilgendir, etken değil!  Evrende tüm görüngeler ve kapsadıkları hiçlik konumundadır.  Başka olanakları yok.  Varlığın yansımalarıdır yokluklar, yanılsama mı yansıma mı olunmalıydı? Ayna olmayan her hiç, bir yanılsamadır ve yokluğa sürüklenecektir. Deneyimlenen en büyük aydınlanma ayna olmak ve varlığı kendinde yansıtmaktır. Hiçin her şeyle buluştuğu an.  Tanımayanlar varoluşsal boşluktadır, başlangıçları gibi.  Ø

Neden Yokken?

 Yokken adı henüz verilmeden önce bir yerleşim yerinin ismiydi; Yokken City. Sonra değişti ve tüm evrene doldu. Belki de onu yok etti.  Yokken, Türkçe bir kelime. Yok ve iken sözcüklerinin birleşimi. "Yok" uzayı, "iken" ise uzamı karşılar; zamanla düşen iken deki "i" ise insanı. Uzun süre önce ve özellikle 21. Soğukta yitirildi. Ancak hala orada, görünmese de. Yokken, insanın konumunu belli etmesi açısından çok önemli bir sanatsal çağrı.  Çağrının dili düşsel bilim kurgu . Yaşadığımız güzel ülkede pek tutulmayan bir tür. Daha çok yurt dışından, özellikle Okyanus ötesinden tükettiğimiz biçimlerden. Bu yüzden Yokken'in işi çok zor; insanı insana yabancı olduğu dilde anlatmak. Ancak ümitsiz değil. Şair demişti ki,  " Fârisî çokça şiir denmesinin sebebi  Türkçe ile ince şiir söylemenin güçlüğü  Tanrı'dan yardım gelse bu güçlüğü yenerim  İlkbahar geldiğinde diken gülü açar ya! Dikenlerin içinden gülce şiir söylerim. "  Varlığa katılmanın yolu ...

21. Soğuk

 Yokken, çoktan yazıldı. Şimdiyse yeniden biçimleniyor.  Mürekkepten hokkaya, divitten sayfaya, sayfadan dimağlara varlık her an değişim içindedir. Bağlı olunan bütünü aramaktır değişim, aramaksa sonsuz.  Doğum yerini hâlâ değiştiremedin değil mi? 21. Soğuğa hoş geldin! Hoş ayrılabilir misin, değişmene kalmış.  İlk açtığımızda gözlerimizi tahta diktik. Onun dolu olduğunu fark ettiğimizde bir daha mutlu olamadık. Özne olmaya çalıştık bir ömür boyu. Ölümle karşılaştığımızdaysa ölmeyi istemediğimizi düşündük ki, özne olamayacağımızı anladığımız gün o gündü.  Yokken ise bambaşka. Mutluluğun apayrı bir biçimi, burada yeniden tanımlanıyor.  Hangi yokluğu seçeceksin? Tüm gücünle var olmaya çalıştıkça görmezden gelindiğin kitlesel yokluk mu, varoluşunun kimyasıyla sınırsız varlığa ayna olmak mı?  Sesler dondu kaldı, artık yankılanmazlar. Sürüden ayrıl, toplumsal kurgu olarak yaşamak ölümdür. Sentetik melodilerin notası olmayı kim ister ki?  Dünya değiştir...

Bekleyen Kentler

 İçindeki karanlıktan korkuyorsun.  Oysa senden vazgeçmez. Sen de onu bırakma, yönet!  Değişmeden yönetemezsin.  Varlığa ayna olmadan da değişmezsin. Varlık izleri değişimdir, yokluksa bekleyiş.  Dongu ve Durgu... Bekleyen kentler. İç karanlığının aynaları. Her geçimsel bekleyiş gibi yokluğa sürüklenirler. Gerçek olan hangi yokluktu?  Nerede ölü ve nerede diri olduğun, senin özetin.  Özünde ay var.  Bu nedenle bağlısın yıldıza, boşluklara değil.  Işıkla yönet karanlığını, yokluğunu; krallığını.  Ø

Varlığın Yankısı

 karma tekillik ... ve bir kara deliğin çekiciliği sırasız ölümleri getiren  uzaydan ve uzamdan bağımsız yokken bulursun sen krallığını  varlığını yokken kazan hiç o kadar var olmadın ki  varken zannınsın, yokkense her şey! varlığını değiştir değişim de hep yokken  evrende kusur da yok kusursuzluk da sadece evren var ölmeden önce hiç olunca sen evrenin her yerinde doğdun  yokluk değil yokken bir varlık seviyesi yok olmaktan korktuğun kadar var olmaktan korksaydın keşke senin yok olman değil o deneyimlenen gölgelerin yokluğu  yokken evreni varlığın yankısı ayna ol, onu kazan  Ø

Yo!

 Varlığın izi sanılır çoğu zaman, geçimsel izler.  Yo! Öyle değil.  Görünür nesneler boşluklarla dolu, görünmeyenler de.  Görüngenin bileşkeleri yerine, onları var tutan izlere tanık ol... yokken!  Ø

y0kk3n

 Yokken Evreni bir atlas olsa, onun adı "Bir varmış, diğerleri yokmuş" olurdu.  Yokken'e, görüngenin ötesinde bak!  Gösterinin benzersiz bir uyumla tekilleştiğini keşfedeceksin.  Ancak gizli hazine kolay bulunmaz. Çünkü evren gerçekleştikçe daha düşsel bir hal alır.  Atlasın hangi sayfasında, haritanın neresinde, ne zaman?  Ø

Yokken

 "— … ? — Evet"  Doğum yerin değişmez mi?  Değişimin soluğunu hissetseydin durmaksızın göç ederdin, dönenceler arasında. Işığa tutunur ve o değişim evrenine taşınırdın. Yokken’e!  Yeterince konuşmadın mı türdeşlerinle? Varlığın izleriyle konuşulan çağ şimdi.  Ø